• BIST 10276.88
  • Altın 2390.367
  • Dolar 32.335
  • Euro 34.7427
  • İstanbul 15 °C
  • Ankara 15 °C

İstanbul’da Hareketli Dakikalar. İnsanlar Kaçışıyor.

İstanbul’da Hareketli Dakikalar. İnsanlar Kaçışıyor.
Açıklama Geldi

Samatya Sahili Sokağı’nda bitişik halde bulunan 3 katlı 2 binadan birinin yan duvarında çökme meydana geldi. Bunun üzerine, bölgeye itfaiye, belediye ve sağlık ekipleri sevk edildi. Yapılan kontrolün ardından, çökme riski bulunduğu gerekçesiyle 2 bina boşaltıldı. Ekiplerin olay yerindeki tedbiri sürüyor. AA

1-762.jpg

Binalar neden çöker? Roma kenti tarihi üzerine çalışmaları ile tanınan Jerome Carpocino “Roma’da Gündelik Hayat” başlıklı eserinde tarihçi (genç) Plinius’a atıfta bulunarak, kentte kendi kendine çöken binalardan sözeder. İmparatorluk başkenti yaşanan göçlerle kalabalıklaşmış ve yöneticiler kentteki yapılaşmayı artık denetleyemez hale gelmiştir. Insula adı verilen ve halkın oturduğu çok katlı ve ilkel malzemelerle inşa edilen apartmanların yükseklikleri çoğu yerde yedi katı aşmaktadır. Ahşap arası kagir dolgu malzemesi ile inşa edilen bu yapıların taşıyıcıları zamanla çürüdüğü için -bir yer sarsıntısı olmaksızın- bu binalar durup dururken çökmekte ve yalnızca içinde yaşayanlar değil, sokaklardan geçen insanlar da can vermektedir. Roma’ya göçeden halk, özgür vatandaş olmuştur ancak korku içinde yaşamaktadır. Yangınlar, deprem gibi büyük felaketler dışında insula adı verilen bu apartmanlar sık sık çökmekte ve can almaktadır. Bugün büyük kentlerde yapılan çok katlı yapılar tarihçi Plinius’un anlattığı

2-652.jpg

Roma’daki insulaları andırıyor. Daha yapıldıkları anda güven telkin etmeyen büyük kentlerdeki çok katlı yapsatçı müteahit yapılarının deniz kumu kullanılarak, elle karılarak yapılan betonları, kargacık burgacık taşıyıcı sistemleri, izolasyonu yapılmadığı için su havuzuna dönen bodrumları ile birkaç on yıl içinde deprem falan olmadan da nasıl bir tehlike arzedeceklerini anlaşılan hiç kimse aklına getirmek istemiyor. Bir yapı (durup dururken) neden çöker? Pazartesi akşam haberlerinde herkes gibi Devlet Bakanı Şahin de bu soruyu soruyordu. İlk bakışta bu soruya kestirme bir cevap vermek çok zor. Konya’da çöken on küsur katlı yüksek betonarme binaların günümüzün koşullarında uzmanlık hizmeti almadan (eski Roma’daki insulalar gibi) “olsa olsa yöntemi”yle inşa edilmiş olması imkansız. Mühendislik projelerinin, inşaat uygulamalarının yönetmeliklere göre yapılmış ve denetlenmiş olması gerekir. Zeminin, projenin ve uygulamanın olduğu gibi inşaatta kullanılan betonun mukavemetinin test edilmemiş olması, dökülen betonun içinde yeralan çeliğin -beton dökülmeden önce- onaylanmış olmaması da mümkün değildir. Dolayısı ile bu yapıların taşıyıcı sistemlerinin karşıladıkları yüklerin çok daha üstündeki yükleri emniyetle karşılamaları gerekir.

3-471.jpg

Peki o zaman yeni yapılan, köhnememiş, çevresindeki bir inşaat, bir yıkım nedeniyle çevresel koşullardan etkilenmeden, deprem, yangın, patlama gibi bir neden olmadan ve yasal prosedürlere göre projesi onaylanmış ve inşa edilmiş olan bir yapı, Bakan’ın da sorduğu gibi, durup dururken, neden çöker? Birkaç olasılık sıralayalım: – Binanın kolonlarının betonu dökülürken betoniyere çimento karıştıran vasıfsız işçilerden biri küçük bir hata yapar. Her defasında iki çimento paketi yırtıp betoniyere atacağına yalnızca bir paket yırtar ve karıştırır. Şantiyede beton dökümü sırasında zaten bir karmaşa yaşanmaktadır. Kimse bu işçinin hatasını farketmez. Kendisi farketse ne yapabilir? İnşaatı durdurup, kolonun döküldüğü kalıbı söktürecek, işi yeniden yaptıracak hali yoktur. Sesini çıkarmaz. Durup dururken ortalığı karıştırmanın, memleketlisi olan taşeronunun işini bozmanın alemi yoktur. Zaten başında deneyimli bir mühendis bulunmadığı için sorunu kendisinden başka kimsenin anlaması da mümkün değildir. – Betoniyerde çimento paketini yırtan işçinin yanındaki başka bir vasıfsız işçi betoniyerdeki karışıma hortumla su katmaktadır.

4-283.jpg

On küsür katlı binanın en alt katının kolonları dökülürken betoniyerin malzeme ile doldurulması sırasında geçen sürede zaman zaman eşitsizlik olur. Betoniyere olması gerekenin iki misli su katılır. Çorba gibi bir kıvamı olan beton en alt kattaki kolon kalıplarının birinin içine dökülür. Kimse bu durumu farketmez. Sorun vinçle yukarı taşınan aşırı sulu betonun kolona dökümü sırasında farkedilse de (bir önceki olasılıkta olduğu gibi) o aşamada yapacak bir şey yoktur. – Binanın on küsür katlı olduğu, kolonların taşıyacağı yük çok iyi hesaplanmıştır. Kolon kesitleri, demir, herşey yerli yerindedir. Kolon kalıpları projeye göre yapılmış, gerekli donatılar içine yerleştirilmiştir. Ancak beton -üstelik biraz da sulu bir kıvamda- en alt kattaki yüksek kolonların tepesinden dökülmektedir. Kolonun tepesinden dökülen beton kolonun dibine, aşağıya ulaştığında iyice ayrışmakta, sulu çimento kalıptan akıp gitmekte, beton içindeki iri agrega altta hiçbir bağlayıcı olmadan altta, üstelik de basıncın en yüksek olduğu yerde birikmektedir. Yapacak gene bir şey yoktur. Vibratör kullanılsa dahi bu iri taşları karışıma katamamaktadır. Zaten hiçbir inşaatta da kolonların içine beton dökmek için kitaplarda “beton bacası” tabir edilen aletin kullanıldığı da hiç görülmemiştir. Yönetmeliklere göre yapılması gereken beton testi için alınan nümuneler de normal karışımdan alındığı için, kolonların dibindeki bu kritik durumun hiç kimse farkında değildir. – Kolonun içine demirler yerleştirilirken etriye adı verilen yatay çemberler özenle yerleştirilmemiş ve en çok yüke maruz olan bazı kolon diplerinde projede ve yönetmeliklerde öngörüldüğü gibi sıklaştırılmamıştır. Bu nedenle kolonların içinde yeterli demir olsa da (basit bir uygulama hatası olduğu için) on küsur katlı binanın alt katındaki kolonların taşıma mukavemeti çok düşüktür. – Son olarak müteahhit işi kat karşılığı olarak aldığı için kendisine kalan dairelerden (diyelim binadaki dairelerin yarısından) hem binanın tümünün maliyetini çıkaracak, hem de kar edecektir. Bu nedenle binanın görünüşle ilgili cephe kaplamaları, seramikleri gibi değerini artıran unsurlara önem vermekte ancak görünmeyen taşıyıcı sistemini mümkün olduğu kadar ucuza maletmeye çalışmaktadır. Bu nedenle çalıştığı taşeronların işi ucuza maletmeleri için projeye uymamalarına, malzemeden çalmalarına göz yummaktadır. Ayrıca nitelikli uzman da çalıştırmamaktadır.

1-762.jpg

Projeyi hazırlayan inşaat mühendisinin de binayı ucuza maletmek için elinden gayreti göstermesi gerekir. Ayrıca proje onayı denilen uygulama da yerine getirilmesi gereken bir formalite olduğu için bina tasarımında mühendislik hataları da bulunmaktadır. Proje sonuçta yerel yönetim tarafından eş dost bulunarak, yeterli denetimden geçmeden onaylatılmıştır. Uygulama denetimi de aynı şekilde yapılmıştır.

Bu haber toplam 5899 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2014 Şiir Dostları | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.