Kutlama sırasında,
22 Aralık 2025 Pazartesi 23:51Tepsiyi masaya bıraktığımda metalin çıkardığı ses, odadaki sessizlikte gereğinden fazla yankılandı. O an herkesin bakışı üzerimdeydi. Kalbim hızlı atıyordu ama yüzümde tek bir titreme bile yoktu. Yıllardır içimde birikenler, ilk kez düzenli bir sıraya girmiş gibiydi.
Derin bir nefes aldım.
— Beş yıldır bu evde yaşıyorum, — dedim sakince. — Beş yıldır sabahları herkesten önce kalkıyorum. Misafir gelince ilk ben uyanıyorum, en son ben oturuyorum. Bulaşıkları da ben topluyorum, kimsenin görmediği yerleri de ben temizliyorum.
Kimse konuşmuyordu. Sanki yanlış bir hareket, bardağı taşıracakmış gibi herkes yerinde donmuştu.
— Bugüne kadar tek bir kez bile sesimi yükseltmedim. Ne kırıldığımda, ne küçümsendiğimde, ne de yok sayıldığımda… Çünkü hep “Aile böyle olur” dedim. “Sabretmek gerekir” dedim.
Masadaki yaşlı bir kadın başını öne eğdi. Bir başkası kadehini yavaşça masaya bıraktı.
— Ama bugün, — diye devam ettim, — benimle ilgili en önemli karar, bana söylenmeden, herkesin ortasında açıklandı.
Kayınvalidem dudaklarını büzdü, sandalyesinde hafifçe kıpırdandı ama tek kelime etmedi. Onun sessizliği, yıllardır ilk kez bana güç veriyordu.
— Boşanma kararı… — dedim bu kelimeyi özellikle yavaş söyleyerek. — Bunu bir şaka gibi, bir eğlence gibi sunmak… İşte bu, sadece saygısızlık değil.
Kocama döndüm. Göz göze geldik. Onun bakışında şaşkınlık değil, panik vardı. Kontrolün elinden kaydığını fark etmişti.
— Bu evde yaşadığım süre boyunca, — dedim, — çalıştım. Birikim yaptım. Kendi ayaklarımın üzerinde durmayı hiç bırakmadım. Kimseye muhtaç olmadım. Kimsenin arkasından konuşmadım.
Bir an durdum. O anı bilerek uzattım.
— Ve madem bugün gerçekler konuşuluyor, — dedim, — o zaman ben de kendi gerçeğimi paylaşayım.
Masadaki sandalyelerden biri gıcırdadı. Nefesler tutulmuştu.
— Bir süredir, — dedim, — bu evde kalmamın hiçbir anlamı olmadığını biliyorum. Çünkü bir insanın ait olduğu yer, sürekli sınandığı yer değildir.
Kayınvalidemin yüzü ilk kez soldu. Gözlerindeki o kendinden emin ifade, yerini huzursuz bir sertliğe bıraktı.
— O yüzden, — dedim, — ben zaten eşyalarımı topladım.
Bu cümle masaya bir taş gibi düştü.
— Bugün buraya sadece yemek servisi yapmaya değil, veda etmeye geldim.
Birisi fısıltıyla “Nasıl yani?” dedi ama kim olduğunu seçemedim.
— Merak etmeyin, — dedim hafifçe gülümseyerek. — Kimseyi yarı yolda bırakmıyorum. Sadece kendimi kurtarıyorum. Kocam bir adım attı. Devamını okumak için Lütfen sonraki sayfaya geçiniz..
Müge Anlı, Sinan’ın mesajlarını utanarak okudu!
Hayırlı Evlat Dedikleri Bu Olsa Gerek :) Annesine vuran adama uçan tekme atan buzağı..










