HUZUR EVİNDE ORADA ÇOK RAHAT EDERMİŞİM
“Tamam anne, seni seviyoruz. En kısa vakitte geleceğiz. Hoşça kal,” dedi ve kapattı. Telefon elimde kalakaldı. İçimde bir boşluk, bir yalnızlık… Gözlerim yanımdaki hemşirelere döndü. Gözlerinde bir merhamet ifadesi vardı, ama ben o bakışlara alışmıştım. Onlar da alışmıştı bu sahnelere. Yatağıma geri döndüm. Gözlerimi tavana diktim, odanın soğuk ışığıyla baş kafaya kaldım. Her şey ne kadar sessizdi. Gözüm kapıda, gene de beklemeye devam ettim. Belki bir gün Gözlerim tavanda, içim sessiz bir umutla kapıda… Zaman burada çok yavaş geçiyordu. Her gün aynıydı, saatler birbirine karışıyordu, ama ben gene de bir gün kapının açılacağını, tanıdık bir yüzün içeriye gireceğini hayal ediyordum. Çocuklarım gelecekti, beni alacaklardı… Bu düşünceyle ayakta duruyordum. Günler geçti. Telefon çalmadı, kapı da açılmadı. Huzurevinde herkes birbirine alışmış, bir tertip oturtmuştu. Ben de o sistemin amacıylae girmiştim, ama yabancı hissediyordum. Çocuklarımdan haber alabilmek amacıyla her gün hemşirelere soruyordum, ama hep aynı yanıtı alıyordum: “Merak etme, teyze. Gelirler elbet.” Bir sabah, erkenden bahçeye çıktım. Güneş hafifçe yükseliyordu, hava serindi. Bahçenin köşesindeki ufak bankta oturdum. Birkaç kuş cıvıldıyordu, o cıvıltılarla dalıp gitmişim. Devamını okumak için Lütfen sonraki sayfaya geçiniz..
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2014 Şiir Dostları