A-LLAH RIZASI İÇİN VER.

Adamın biri mahalle bakkalına girer ve elma ile muzun fiyatını sorar.

Adamın biri mahalle bakkalına girer ve elma ile muzun fiyatını sorar. Bakkal der ki: – Muz sekiz lira, elma da altı lira… Tam o sırada bakkalın tanıdığı aynı mahalleden bir bayan içeri girer, o da elma ve muzun fiyatını sorar. Bakkal der ki: – Muz üç lira, elma da iki lira… Kadın, “E-lhamdülillah.” der ve birer kilo meyve alır…

Bakkalın yaptığını ş-aşkınlık içinde izleyen adam ö-fkelenir ve bakkalla tartışıp k-avga etmek ister. Ancak bakkal göz işaretiyle az s-abretmesini ve kadın gidinceye kadar beklemesini söyler… Bakkal meyveleri kadına verir ve kadın sevinç içinde der ki: – A-llah’a ş-ükürler olsun ki çocuklarım meyve yiyecekler. Ardından da çıkıp evinin yolunu tutar… Her ikisi kadının A-llah’a nasıl ş-ükrettiğini gördüler… Sonra bakkal, müşteriye döner ve şöyle der: – A-llah’a andolsun ki, ben seni a-ldatmadım ve meyvelerin gerçek fiyatını söyledim sana. Ancak bu kadının dört yetim çocuğu var, kimseden de yardım almıyor, geçimini az geliriyle sağlamaya çalışıyor. Ne zaman kendisine, “Bakkaldan istediğin ne varsa bedava alabilirsin.” dediğimde r-ahatsız oluyor. İşte ben de ona yardımcı olmak ve az da olsa s-evap işlemek için ucuz fiyatlar veriyorum.

Ben A-llah ile bir m-uameleye girişmişim ve O’nun rızasını k-azanmak istiyorum… Gördüğün bu kadın haftada bir gün buraya gelir ve A-llah’a andolsun ki, benden gelip bir şeyler aldığı her seferinde ben o gün daha çok kâr ediyorum ve nasıl olduğunu, paraların bana nereden geldiğini de bir türlü bilemiyorum; o günkü kazancımdan bereket yağıyor yemin ederim… Bakkalın dediklerini duyan müşteri g-özyaşlarını tutamadı, bakkala sarılıp yaptığı bu güzel işten dolayı alnını öptü… S-onuç: A-llah’a nasıl borç verirsen aynısıyla, hatta kat kat fazlasıyla verdiğini geri alırsın, hem bu dünyada hem öbür dünyada. Ama yine de sen geri almak için verme; sırf A-llah r-ızası için ver.