YILLARCA SÜREN KISIRLIK MÜCADELESİ
Şaşkınlıkla bana baktı. “Ne demek nerede? Sen evde değil miydin?”
Notu ona doğru uzattım. Okurken yüzü gerildi ama… şaşırmadı.
İşte o an içimde bir şey koptu.
“Bunu bekliyor muydun?” dedim fısıltıyla.
“Saçmalama,” dedi, notu tezgâha bırakarak. “Belli ki dengesizdi.”
“Üç yıl önce ne oldu?” diye üsteledim. “Elif neden bundan bahsediyor?”
“Geçmişi deşme,” dedi. “Yoruldun.”
Yoruldun.
Beni susturmak için yıllardır kullandığı kelime.
O gece uyuyamadım. Kocam horlarken ben tavana baktım. Elif’in Serkan’a söylediği ninniler kulaklarımda çınlıyordu. Onu kucağında tutuşu. Bakışları. Sanki… sanki bir anne gibi.
Sabaha karşı Serkan’ın dosyasını çıkardım. Doğum belgeleri. Hastane kayıtları. Hepsi kusursuz görünüyordu. Ama bir şey eksikti. Embriyo transferi tarihleri… İmzalar… Bazı sayfalar fotokopiydi. Asıllar yoktu.
Ertesi gün, Serkan’ı anneme bırakıp hastaneye gittim. Dosyama erişmek istedim. Resepsiyondaki hemşire, bilgisayara baktı, sonra kaşlarını çattı.
“Bu dosya… birleştirilmiş,” dedi.
“Ne demek o?”
“Bazen karışıklık olunca iki dosya tek dosyada toplanır. Ama burada garip bir durum var. İlk kayıtlar sizin adınıza değil.”
Kalbim kulaklarımda atıyordu. “Kimin adına?”
Tereddüt etti. Sonra ekrana eğildi. Devamını okumak için Lütfen sonraki sayfaya geçiniz..
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2014 Şiir Dostları

