KOCAMI KAYBEDELİ TAM BEŞ YIL OLDU.
Açtığım anda içimde buz gibi bir ağırlık çöktü. Bohçanın içinden, önce avucuma sığacak kadar küçük bir anahtar çıktı. Paslanmış, eski tip bir anahtar… Kocamın ömrü boyunca hiç kullanmadığını bildiğim bir şey. Ama asıl beni yerle bir eden ikinci parça oldu: kırışmış, nemden lekelenmiş küçük bir not kâğıdı. Kâğıdı elime aldığımda dizlerimin bağı çözüldü. Yazıyı tanımak için fazlasına gerek yoktu—kocamın el yazısıydı.
Sana hiçbir şey söyleyemedim… ama biri beni izliyor. Sakladığım şey ortaya çıkarsa başımıza çok büyük bir tehlike gelebilir. Eğer bir gün bu notu okursan, lütfen dikkatli ol. O gece merdivenlerde düşmem belki de bir kaza olmayacak…” Not burada kesiliyordu. Ellerim buz kesmişti. İçimde bir yer, beş yıldır dikkatle sakladığım yasın altına gömülmüş olan şüpheyi gün yüzüne çıkarıyordu. Kocam… o gece gerçekten mi düşmüştü? Yoksa biri ona mı dokundu? Ayağa kalktım, hâlâ orkidenin kırık parçalarının arasında duruyordum. Güneş batarken odanın içine uzun gölgeler düşüyordu; sanki her şey, yıllardır üzerime çöken o sis tabakası dağılıyormuş gibi görünüyordu. Bana kalan tek ipucu elimdeydi: küçük bir anahtar ve yarım kalmış bir itiraf. O gece dükkâna gitmeye karar verdim. — Dükkânın kapısı kapanalı yıllar olmuştu; yine de pas kokusu, raflardaki eski kutular ve kocamın bıraktığı dağınıklık hâlâ yerli yerindeydi. Arka odaya yürürken kalbim öyle hızlı atıyordu ki sesinin yankısını duyacak sandım. Devamını okumak için Lütfen sonraki sayfaya geçiniz..
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2014 Şiir Dostları

