AÇLIKTAN ÖLMEK ÜZERE OLAN BİR KIZ,
O gece Zeynep tüm gerçeği öğrendi.
Emir Arslan onun babasıydı.
İkizler ise üvey kardeşleriydi.
Ve yıllar önce yazdığı vasiyetinde, kimsenin ciddiye almadığı bir madde vardı:
Eğer ona bir şey olursa, ikizlerin velayeti ve servetinin ahlaki sorumluluğu, en büyük kızı Zeynep’e geçecekti —
yeter ki kriz anında onları koruyarak karakterini kanıtlasın.
Zeynep zaten bunu yapmıştı.
Bir anda görünmez kız, ışıltılı yönetim kurulu odalarında oturuyordu.
Mavi kapüşonlu sweatshirt’i, pahalı takım elbiselerin arasında göze batıyordu.
Yöneticiler ikizlerin “profesyonel bakıma” ihtiyacı olduğunu savunuyordu.
Tercümesi şuydu:
Bebekleri kontrol et, milyarları kontrol et.
Ama tehditler hızla arttı.
Geçici bakıcılardan biri, ikizlerden birinin biberonuna hafif bir sakinleştirici katmıştı.
Çocuk odasında gizli kameralar bulunmuştu.
Sahte bir asistan, Zeynep’in düzenlediği burs toplantılarına dinleme cihazları yerleştirmişti.
Hepsinin arkasında tek bir isim vardı:
Viktor Kane — Emir Arslan’ın ikinci büyük hissedarı.
Eğer Emir ölür ve ikizler ortadan kaybolursa, hisseler yeniden dağıtılacaktı.
Kane bir gecede her şeye sahip olacaktı.
Zeynep, kimsenin beklemediği bir kilit isim hâline geldi.
Görünürlüğünü bir silaha çevirdiler.
Güvenlik ekipleri onu izleyenleri izlerken, Zeynep okula gitmeye, hastane ziyaretlerine ve vakıf çalışmalarına devam etti.
Tuzak, güneşli bir Pazar günü park pikniğinde kuruldu.
Kane’in adamları “ikizlere” — aslında korumalı yemlere — saldırdı.
Zeynep kendini öne attı.
Biri kolunu morartacak kadar sert tuttu.
“Yanlış çocuk,” diye hırladı.
Bir anda her yer güvenlik görevlileriyle doldu.
Saniyeler içinde tutuklamalar yapıldı.
Sonra itiraflar geldi.
Anlaşmalar, banka kayıtları, para transferleri…
Ve velayet davasından önce Zeynep’e “iyi davranması” için para almış pişman bir teyzenin ifadesi.
Mahkemede Zeynep sade bir elbiseyle kürsüye çıktı.
Sakin bir sesle yağmurlu iskeleyi, zehirli biberonu, park pususunu anlattı.
Savunma onu yönlendirilmiş, açgözlü, travma geçirmiş bir çocuk olarak göstermeye çalıştı.
Zeynep tek bir cümleyle cevap verdi:
“Onu kanlar içinde bulduğumda zengin olduğunu bilmiyordum.
Sadece bebeklerin ağladığını ve başka kimsenin durmadığını biliyordum.”
Tüm suçlardan mahkûmiyet.
Yirmi yıl hapis.
Şartlı tahliye yok. Devamını okumak için lütfen sonraki sayfaya geçiniz..
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2014 Şiir Dostları

